Tarih boyunca bilge kişilere
filozof sözcüğü yakıştırılmıştır. Bilim adamları 18. yy. a kadar “doğa
filozofları” olarak anılmıştır. “Filozof” herhangi bir konuda düşüncelerin
ötesini soruşturan, sorgulayan, arka perdesini bulmaya çalışan kişilere yakıştırılan
bir ünvan olmuştur. Filozof adını kullanan ilk kişiler Yunanlı
bilginlerdi. Batı Anadolu, Trakya ve Mora Yarımadası çevresinde kullanılmaya
başlanan isim giderek tüm dünyaya yayıldı. Yunan kültürü üzerine yükselen Roma
İmparatorluğu da bu geleneği devam ettirdi.
Felsefenin başladığı tarih olarak
6.yy düşünülür. Tabi ki, bir başlangıç tarihi yoktur. Ancak bu tarih sistemli felsefenin
yapılmaya başlandığı zamana denk gelir. Buda, Konfüçyüs ve Thales 6. yüzyılda
yaşamıştı. Thales(mö.624-546) kendine filozof demiyordu ama sonradan ilk
filozof sayıldı. Doğayı din dışı nedenlerle açıklamaya çalıştı. Gautama
Buda(mö. 563-483) daha sonra Budizm adıyla
anılacak bir yaşam felsefesi oluşturdu. Konfüçyüs(mö.551-479) ise önemi
sonradan anlaşılan bir politika düşünürüydü. Üçünün aynı anda yaşadığı bu zaman
başlangıç kabul edilse de, sonradan felsefe adını alan bu bilgelik hareketi
daha eskilere uzanmaktadır. Her şeyin bir etkisi ve bir tepkisi olduğu gibi
felsefenin de nedenleri vardır. Felsefe Kant’ın dediği gibi boş zamanı olan
Yunanlılarca icat mı edilmiştir? Belki sistematik olması Yunanlılardandır ancak
bilgelik, sorgulama, merak etme insanın eski zamanlarına kadar ulaşır.
Aristo’nun dediği gibi: “insan doğal olarak bilmek ister.” Felsefede
doğal bir yan olmalıdır. Felsefenin nedenleri vardır.
Felsefe neye
tepki göstermiştir? Filozof, bilge, alim diye adlandırılan kişilerin
özellikleri nelerdir? Filozoflara baktığımızda, günlük heveslerden ve maddi
zevklerden arınmış, kurtulmuş kimseler görürüz. Hırs sadece sorgulamalarında
vardır. Çoğunluğun ve kalabalığın yaptığını, yaşamak için yok etmeyi yapmazlar.
Doğu bilginlerinin çoğu bir canlıyı inciteceğim diye bir yere gitmez, bazı
bakliyat ve sebzeler hariç bir şey bile yemezlerdi. Batıda da filozofluk, halka
danışmanlık yapan, geçimini hocalık veya basit işlerden karşılayan kişiye denk
gelirdi. Tarih boyunca benzer özellikler ile anılan filozoflar yaşamıştır.
Filozofun temel özelliklerinden biri de “Karşı çıkmak”tır. Filozof
doğal olarak sorgulamak ister. Çünkü her şeyi sorgulayan, onu akıl süzgecinden
geçiren felsefe farklılığı getirir. Bir bilgiyi benimsemek felsefe
değildir. Ancak sorgulanırsa felsefeye ait olabilir.
Diğer insanlardan
farklı olarak filozof sömürmez. En başta bilgelik, filozofluk böyle çıkmıştır.
Sorgulanacak bazı şeyler vardır. Mesela insanın en temel özellikleri
sorgulamaya değerdir. “bencillik” en başta gelir. İnsan epey bencil olmalı ki,
filozofta en az bulunan özelliklerden biridir. Felsefeyi doğuran da
filozofun bu bencilliği fark etmesidir. İnsanın kendince uydurup kendince
inanmasını saçma bulan ve eleştirene filozof denir. İnsanın geri dönülmeyecek
ölçüde bozulduğunu söyleyen, uyaran, ölçülü olmayı tavsiye eden kişiler genelde
filozoftur.
Filozoflar genelde fikirleri adına
bir eyleme geçmezler. Sadece söylerler. Felsefede uygulama aşamasına geçmek pek
nadirdir. Platon’un 2400 yıl önce dediği gibi “filozofların iktidarı” hiç
mümkün olmamıştır. Çünkü uygulamaya geçecek bir şey yoktur. Zorla felsefe
olmaz. Özgün bir düşünce olmadıkça, felsefe yapıldığı söylenemez. Belki,
Sokrates gibi “doğurtma yöntemi” uygulanabilir. Sokrates çarşıda pazarda halka sohbet ediyor, felsefe
yapıyordu. Cevapları vermek yerine tartışıyor, insanlara ip uçları vererek
kendileri için keşfetmelerini sağlıyordu. Böylelikle filozof hem kendine, insanlığa
fayda sağlıyordu; hem de çevredeki tüm varlık alemine farklı bakış açılarından
yaklaşabiliyordu.
Wittgenstein tüm
filozofları “suyu bulandırmakla” suçlamış, felsefe yapmak yerine el işlerinde
çalışmayı öğütlemişti. Marks, filozofları dünyayı sadece yorumlamakla
eleştirmişti. Hawking gibi fizikçiler felsefenin öldüğünü ve bilimlerle
yarışamadığını söylemişti. Birçok filozof ve bilgin felsefeyi ve filozofları
eleştirmişti. Felsefeyi öldürdüğünü söyleyen bir sürü insan vardı. Ne yazık ki
tüm bu kişiler yok olsa da felsefe dediğimiz etkinlik halen mevcuttur. İnsanlık
bile yok olsa felsefe muhakkak vardır. Tabi felsefe tanımını çok geniş
alıyoruz. Sözlüklere bakmayıp, geneli eleştiren bir felsefe anlayışını göz
önüne alırsak evrende her zaman felsefi bir yön olduğunu görürüz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder